Çarşamba, Temmuz 09, 2014

YK 1. Gün || M. Leighton "Kötü Çocuklar 2 - Tutkudan Sırlara" || Önokuma ve Çekiliş


M. Leighton - Kötü Çocuklar 2 - Tutkudan Sırlara

Bölüm Bir - Olivia

Gözümün ucuyla Dual’in arka tarafında bir lambanın yandığını görüyorum. Ofisinin kapısı açılıp kapanırken Cash kulübe giriyor. Gözlerini kaldırıyor ve gözlerimiz anında birbirine kilitleniyor. Ben istediğim için yüz ifadesini dikkatlice ayarlamış ama bu iş ayakkabılarımın içindeki ayak parmaklarımı germeyeceğim anlamına gelmiyor. Gözlerimin içine bakan gözleri alev alev. Midem dönüyor, o anda Cash başka yöne bakıyor ki bu çok iyi. Diğer türlü ilişkimizi ortaya çıkaran Cash değil ben olurdum, barın arkasından çıkıp yanma gidip dudaklarımı onun dudaklarına yapıştırıp onu yatağa sürükleyerek...
Gözlerimi ondan ayırarak aklımı onun işine dönmesine zorluyorum.
Lanet olsun.

“Ben hallederim.” diye cıvıldıyor Taryn, barın benim önümdeki kısmında duran kirli bardağa uzanarak.
Gülümsüyorum ve başımla teşekkür ediyorum ama içten içe onun çılgınca ve üzerimde kilitlenmiş amaçlarının ne olduğunu düşünmeye başlıyorum. Bütün gece boyunca bana iyi davrandı ve neden böyle olduğundan emin değilim. Bana karşı hiç iyi olmamıştı. Açık bir düşmanlık, evet. Kindarca sinsi, evet. Ama iyi? Ah hayır. Bu geceden önce bana soran herkesi Tarynnin diş fırçasını bıçağa çevirip göz ucuyla bile bakmadan bana saplayabileceğine ikna edebilirdim.
Ve şimdi, işte burada, bana doğru gülümsüyor ve barın benim tarafımda olan kısmıyla da ilgileniyor.
Hımmm.
Şüpheci bir insan değilim normalde, bu yüzden... 
Tamam, normalde şüphe dolu bir insan olabilirim ama bunun için iyi bir nedenim var. Hayatım boyunca karşılaştığım komplocu, yalancı, bencil ara bozucular ve bütün iğrenç insanlar beni biraz şüpheci yapmış olabilir. Ama düzelmeye çalışıyorum.
Her şekilde, Taryn’in bu maskenin altında ne sakladığı konusunda inanılmaz derecede meraklıyım. Ve hayatım üzerine bahse girebilirim ki o dövmeli derisinin altında bir şeyler saklıyor. Neredeyse badem biçimindeki sürmeli mavi gözlerinin içinde çalışan çarkları görebiliyorum.
Yapabileceğim tek şey ise kendime dikkat etmek ve gözlerimi açık tutmak. Bir hata yapıp neyin peşinde olduğunu gösterecek önünde sonunda. O zaman o çarpık aklından neler geçtiğini öğreneceğim. O zamana kadar bana istediği kadar yaranmaya çalışıp istediği kadar yardım edebilir.
“Yani,” diye başlıyor gelişigüzel bir biçimde bana doğru yürürken.
“Bu gece işten sonra planların var mı? Noire gidip bir şeyler içip birbirimizi daha iyi tanıyabiliriz diye düşünmüştüm.”
Tamam, bu iyice komik olmaya başladı.
Ona bakıyorum, şaka yaptığını söylemesini beklerken ağzımın açık kalmamasına dikkat etmeye çalışıyorum.
Ama şaka yapmıyor. Oldukça ciddi.
“Ciddisin.”
Gülümsüyor ve başını sallıyor. “Tabi ki ciddiyim. Eğer ciddi olmasam neden sorayım?”
“Hmm, çünkü benden nefret ediyorsun.” diyorum pat diye.
Lanet olsun! Gözlerimi açık tutma planlarım suya düşüyor ve bu entrikasını sürdürmesine izin veriyor.
“Senden nefret etmiyorum. Bu fikri de nereden çıkardın?”
Aman. Tanrım. Benim bu kadar aptal olduğumu mu düşünüyor gerçekten?
Taryne dönüp kollarımı göğsümde kavuşturuyorum. Burada olmamalıydım bile. Cash ve ben sadece birkaç saat önce Salt Springs’den döndük. Cash benim çalışıp çalışmayacağımı bilmediği için Gavin be nim vardiyamı almıştı. Ve şimdiyse çıplak bir şekilde Cash’in kollarında olmak yerine Marco'nun boşluğunu doldurmak için çalışıyorum. Oyunlar oynamak için sabırlı olmak istemiyorum.
“Bak, kimi kandırmaya çalıştığını bilmiyorum ama eğer o kişi bensem bundan vazgeç. Senden bir adım öndeyim, Taryn.”
Sarkık kırmızı dudaklarını tartışacakmış gibi açıyor ama sonra tekrar kapatıyor. Masum, kendinden memnun yüz ifadesi, ona daha çok ait olan bir ifadeye dönüşüyor ve iç geçiriyor.
“Tamam, burada ilk çalışmaya başladığında seni biraz kıskandığımı itiraf etmeliyim. Bunu bilip bilmediğini bilmiyorum ama ben ve Cash önceden birlikteydik. Yakın zamana kadar biz hala... bazı şeyleri çözüyorduk. Yoluma çıkmaya çalışacağını düşünmüştüm. Ama şimdi bunu yapmadığını görüyorum. Ayrıca onun seninle ilgilenmediğini biliyorum. O başkasıyla ilgileniyor bu yüzden bu artık pek önemli değil.”
Bu benim merakımı dürtüyor. “Neden bunu söyledin ki?”
“Neyi? Başkasıyla ilgilendiğini mi? Çünkü onu sarışın bir kızla gördüm geçenlerde ve son zamanlarda dikkati çok dağınık. Ve bu onun normalde olduğu bir şey olmadığı gibi, o tek-kız tipindeki bir adam değil.”
“Değil mi?”
“Ah, hayır! Bunu biliyordum. Cash’le ilişkisi olan herhangi bir kızın, onu değiştirebileceğini sanmıyorum. Ayrıca sarışınların daha aptal olabileceğini düşünür.”
“Sarışın? Onu birlikte gördüğün kızdan dolayı mı?”
Taryn omuzlarını silkiyor. “O da var ama Cash’in bir tipi var,” diyor, piercingli kaşını bana doğru kaldırıp sarı saçının bir tutamıyla oynarken.
“Sarışın.”
Onaylıyor ve gülümsüyorum, bundan etkilenmemiş gibi davranmak için yapabileceğimin en iyisini yaparak. Ki etkileniyorum. Hem de çok. Aslında o kadar çok etkilendim ki şu an Taryn'nin güzel yüzüne vurabilirmişim gibi geliyor.
“Neden o sarışınlardan birini seçip onunla birlikte kalmayacağını düşünüyorsun?”
Kahkahası acı dolu. “Çünkü Cash’i tanıyorum. Onun kanı kaynıyor. Böyle adamlar pek değişmez. Ve kadınlar onları değiştiremez. Bu sadece onların kendi hali; onları karşı koyulmaz yapan tarafları ayrıca. Hepimiz sahip olamayacağımız şeyleri istemiyor muyuz?” 
Tekrar gülümsüyorum ama bir şey demiyorum. Birkaç saniye sonra havlumu alıyor ve ban silmeye başlıyor. “Her neyse, bunun üstesinden geldim. Sadece düşmanlığı gömdüğümü bilmeni istedim.”
“Buna sevindim.” Demeyi başarıyorum.
Erken temizleme görevleriyle kendimi meşgul ediyorum. Dual’in kapanışına bir saatten az bir süre var. Bununla nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyorum ama bildiğim tek şey bunun ilk adımının kendimi meşgul tutmak olduğu. Fakat hiçbir iş meşguliyeti, kafamdaki karmaşıklığı susturamıyor.
Onun kötü çocuk olduğunu biliyordun. Bu yüzden uzak kalmak ve onunla birlikte olmamak istedin.
Dehşeti, midemin dibinde sanki soğuk ve kalpsiz bir yılan varmış gibi hissediyorum. Ama sonra mantığın ya da inkarın sesi mi?- konuşmaya başlıyor.
Son birkaç haftada olanlardan sonra onun sana karşı olan duygularından nasıl şüphe duyarsın? Cash duygularını uyduracak birisi değil. Ve söyledikleri, seninle paylaştıkları sahte şeyler değil. Gerçek. Ve derin. Ve Taryn ne konuştuğunu bilmeyen hasta bir sürtük. Belki de dövmelerinin mürekkebi beynine kadar ulaşmıştır.
Bütün bunlar doğru olmasına rağmen kendime söylediğim hiçbir şey kemiklerime kadar işleyen huzursuzluğu geçiremiyor. Kalbimdeki huzursuzluğu.
Bir parçam -rasyonel, mantıklı, ilişkiye kapalı, birçok defa incinmiş parçam- her şeyi daha kötü yapmak için ortaya çıkıyor.
Aynı çizgilere aşık olmaya daha ne kadar devam edeceksin? Aynı türdeki erkeklere?
Ama Cash farklı. Bunu biliyorum. Derinlerde bir yerde. Ve kendime bir kitabı kapağına göre yargılamanın adil olmadığını hatırlatıyorum. Benzer kapaklarla ne kadar deneyimim olsa bile. Cash’in görünüşü kötü çocuklar gibi olabilir ama kitap, içi, çok daha fazlası.
Bira musluğunu temizlerken gözlerim kulübün içindeki kalabalıkta ve kulübün karanlığında dolaşıp Cash’i arıyor. Onu bulduğumda sırnaşık bir sarışın bomba, kollarını onun boynuna doluyor ve sürtük, vücudunu onun vücuduna bastırıyor. Barın üzerinden atlayıp oraya gidip kadının saçlarını yolmamak için dişlerimi sıkıyorum.
Ama Cash’in kadına gülümsediğini görünce öfkem keskin bir acıya dönüşüyor. Kadınla konuşurken dudaklarının oynadığını görüyorum ve kalbim acıyor. Cash’in kadının kollarını boynundan çözüp bir adım geriye gitmesi beni daha iyi hissettiriyor ama Taryn in hoş olmayan sözlerini kafamdan atabilmem için bundan fazlası gerekecek.
Lanet olsun.
Ruh hali dalgalanmalarım sonraki bir buçuk saat boyunca sürüyor. Taryn in bir sürtük gibi olmadığında takındığı sevilebilecek kişiliği bile işe yaramıyor. Gece için eve gitmenin iyi bir fikir olabileceğini bile düşünüyorum.
Bir saat sonra benim tarafımdaki barda dilimlenmiş limonların kabını yıkarken hala bende tanısı konulmamış bipolar bozukluk olup olmadığı konusunu düşünüyorum. Bir shot bardağı önüme geliyor. Kafamı kaldırdığımda Taryni sağımda sırıtarak elinde kendi shot bardağını tutarken görüyorum.
“Şşşt.” diyor gözünü kırparak. “Eğer sen söylemezsen bende söylemem. Kapanış zamanı zaten.” Cebinden on dolar çıkarıp kasaya bırakıyor.
En azından parasını veriyor.
Normalde nazikçe reddederdim ama bir shot sinirlerimi gevşetip kötü düşüncelerimi hafifletebilir.
Ellerimi havluma silip küçük bardağı alıyorum. Taryn kendi bardağını kaldırıyor ve bana gülümsüyor. “Şerefe!” diyor başını sallayarak.
Bende başımı sallayıp bardağımı kaldırıyorum ve ikimizde shotlarımızı kafaya dikiyoruz. Ne hazırladığını sormama gerek yok. Votka geçtiği her yeri yakıyor.
Derinden bir “ah” sesi çıkartarak Taryn bana sırıtıyor.
“Benimle gel. Uçarı, eğlence dolu bir geceye ihtiyacın var gibi görünüyorsun.”
Ben yanıt veremeden Cashin sesi konuşmamızı bölüyor. “Olivia” diye sesleniyor ofisinin kapısında. “Gitmeden önce yanıma gel. Seninle konuşmam gereken birkaç şey var.”
“Tamam.” diyorum, midem heyecan, arzu ve cesaretle kıvranıyor. Cash ofisine geri giriyor ve kapıyı kapatıyor. Taryne dönüyorum. “Bir sonraki zamana?” 
“Tabi.” diye cevap veriyor memnun olmuş bir şeKil-de. “İşlerimi bitirip çıkacağım.”
Barın kendisine ait olan tarafına geçiyor ve bir gün gerçekten de onunla arkadaş olabileceğimi düşünüyorum. 
Olursa tabi.
Ben Cash’le “görüşmeye” gitmeden önce Taryrinin işlerini bitirmesi için biraz oyalanıyorum.
“Tada!” diyor havlusunu dezenfektanın içine atarken. “Peki bakalım, Liv, ben çıkıyorum. Keşke gelebil-seydin ama görev seni çağırıyor” Başıyla Cashin ofisini işaret ediyor ve gözlerini deviriyor. Tezgahın altındaki raftan çantasını alıyor ve uzun siyah barın etrafından dolaşarak bana doğru geliyor. Elini parlak bar yüzeyine koyup ve beni öpüyormuş gibi yanağıma eğiliyor. “İyi geceler, bebek.”
Taryn’in kapıdan çıkıp geceye çıkmasını izlerken hala inanamayarak ayakta dikiliyorum. Böyle aniden değişen kişilik değişikliklerinin sağlıklı bir şey olmadığına karar veriyorum.
Ön kapının kapanma sesiyle Cash’in ofisinin kapısı açılıyor. Hızla bana doğru geliyor, ifadesi kesin ve kararlı. Bilerek boş odadan geçip ikili kapıyı Taryn’in arkasından kilitliyor.
Aniden, son birkaç saat içinde oluşan endişelerim, onun yakınımda olmasıyla uçup gidiyor. Sadece onu izlemek, hareket edişini görmek beni büyülüyor. Uzun ve kaslı bacakları her adımda esniyor. Mükemmel kalçası kotunun ceplerinin arkasında kasılıyor. Geniş omuzlan düzgün ve ince beli dik.
Onun yakışıklılığına hiçbir zaman alışamayacağım sanırım. Hep beni nefessiz bırakmayı başarıyor. Neredeyse kapkara olan gözleri gözlerimde sıcak delikler açıyor. Odayı tekrar boydan boya geçerken gözlerini gözlerimden ayırmıyor, bu sefer bana doğru geliyor.
Barın üzerinden atlıyor ve yanıma iniyor. Tek ke lime etmeden eğiliyor ve beni omzuna atıp barın çıkışına doğru taşıyor. Beni ofisine ve oradan da dairesine götürürken kalbim deli gibi atıyor. Vücudum arzu ve beklentiyle alev alev yanıyor ama aklım hala önceden kalan bazı şüphelerle ve güvensizlikle mücadele ediyor. Ona bir şey söyleyip geceyi geçirmek için eve gitmekle bütün mantıklı düşüncelerimi- görmezden geliyorum. Beni tekrar yere bırakırken, burada kalıp kalmamayı düşünüyorum.
Birdeıı dudakları dudaklarımı kaplıyor ve bütün düşünceler kayboluyor. Beni ön kapıya doğru itiyor. Arkamdan kilidin çevrilme sesini duyuyorum.
Ellerimi tutuyor ve kollarımı başımdan yukarı kaldırarak bir elinin uzun parmaklarıyla bileklerimi kapıya yapıştırıyor. Boşta kalan eli aşağı taraflarıma doğru müthiş bir çizgi çizerek iniyor sonra karnıma çıkıyor ve elini tişörtümden içeri kaydırıyor.
Avcunu omuzumda düzeltiyor ve sırtıma doğru kaydırıp oradan da pantolonumun kemerine indiriyor. Kotum orada gevşek, böylece elini oradan içeri kaydırıyor ve çıplak kalçamı kavrıyor.
Beni kendisine çekiyor ve alt dudağımı emerken erkekliğini kalçama yapıştırıyor. “Bu akşam çalışmana izin vermek ne kadar zordu biliyor musun? Sana dokunamayacağımı, öpemeyeceğimi hatta izleyemeyeceğimi bilmek.” Açık ağzıma doğru nefesini veriyor. “Tek düşünebildiğim çıplak olarak nasıl göründüğün ve dilimi içine soktuğumda çıkardığın küçük seslerdi.”
Sözleri karnımın altındaki bölgenin ısınmasına ve kasılmasına neden oluyor. Bileklerimi bıraktığında onu itmek yerine parmaklarımı saçlarına geçiriyorum ve dudaklarımı dudaklarına bastırıyorum. Ellerinin kotumun düğmesi ve fermuarını açmak için çalıştığını hissediyorum ve heyecan dalgası vücudumda yayılıyor.
“Sadece birkaç saat geçti ve tek düşünebildiğim senin tadın ve bana sarıldığında hissettiklerim. Sen çok sıcak ve hazırken. Çok ıslak,” diye mırıldanıyor dudaklarımda. İhtiyacım daha da arttığında bir ses bizi bölüyor.
“Nash?” Ses Marissanın ve garaj kapısının oradan yankılanıyor. Cash dudaklarını dudaklarımdan ayırıyor ve beni susturmak için parmaklarını dudaklarıma koyuyor. “Nash?” diye bağırıyor tekrar Marissa. “Burada olduğunu biliyorum. Garaj açık ve araban burada.” 
Cash’in homurdandığını duyuyorum. “Kahretsin! Burada ne işi var?” diye fısıldıyor.
Aklımdan düşünceler hızla akıyor. Ben Cash ve Nash’in aynı insanlar olduğunu bilmeme rağmen Marissanın bunu bilmemesi şu anki durum için bir sorun oluşturmazdı özellikle Cash ve beni bilmediği sürece. 
“Ne yapalım? Bizi böyle bulmasına izin veremeyiz!” 
Cash nefesini veriyor ve parmaklarını karışık saçlarının arasından geçiriyor. Şans eseri onun saç stili karmaşık ve düzensiz böylece benim parmaklarımda bunun etkisi olduğu belli olmuyor. Vücudum istekle yanıyor ama aklım gerçekliğe dönmüş durumda.
“Sanırım yapabileceğimiz tek şey senin kulübü kapatıyor gibi davranman. Ona Nash’le ilgili söylemek için bir şeyler bulurum.”
“Tamam.” diyorum kıyafetlerimi ve saçımı düzeltirken. “Garaj kapısını erkenden açık bıraktığım için kendimi tekmeleyebilirim. Taryn gittikten sonra senin arabanı içeri alacaktım.” Tekrar iç geçiriyor ve hafifçe başını sallıyor. Bana baktığında gözleri dumanlı ve sıcak. “Bitmekten çok uzağız ayrıca.” diye söz veriyor ve eğilerek hafifçe omuzumu ısırıyor. Bir elektrik dalgası vücudumda yayılıp bacaklarımın arasında son buluyor. Beni yıkmak için tam olarak ne yapacağını ve ne söyleyeceğini biliyor. 
Lanet olsun.

2 kişiye Tutkudan Sırlara hediye ettiğimiz çekilişimiz;

a Rafflecopter giveaway




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: