Salı, Eylül 24, 2013

Sophie Jordan - Seninle Bir Gece (Yorum)



Orjinal Adı: One Night With You
Seri Bilgisi: Derrings #3
GoodReads Puanı: 3.75
Türkçe Yayın: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Çevirmen: Esra Doyuk




Yorumum: 


Tazecik yepisyeni kitabı çıkarken bir önceki kitabı Seninle Bir Gece de adına yakışır şekilde 1 günde bitti. (Tabi yorum hemen gelmiyor orası ayrı.)

Jordan'ı çoğunluk gibi Düğün Gecesi kitabıyla tanıdım. Benim için -o dönem çok tarihi roman okumama rağmen- ayrı yere sahip bir kitaptı. Ne yazık ki ondan sonra okuduğumdan aynı tadı alamadım, bu kitapta da sonuç değişmedi.

Öncelikle sevdiğim bir kaç noktaya değineyim. Kitap sevindirici bir uzunlukta. Gereksiz detaylara gömülmeden cılkını çıkarmadan bitirmiş yazar. Çokta iyi olmuş. Sonra konusu çok hoş. Bir maskeli balolar bir de kadınların kılık değiştirdiği kitaplara ayrı bir zaafım var nedendir bilinmez. Burada da maskeli ve gizemli kadın fikriyle artı bir puanı kaptı yazar. Ve sonsöz kesinlikle çok güzeldi. Bir an o tabloda, elma çiçeklerinin altında oturup onları izliyor gibi hissedebildim. Düşen tempoyu kurtaran da kesinlikle oydu.

Sevmediğim yanlara gelirsek. Her ne kadar kısa ve sevdiğim bir konuyu ele alsa da bir yerden sonra cidden tempo düştü. Kendi Aşka Bırak'ta da aynısı olmuştu. Bomba bir başlangıç sonrası yokuş aşağı. Özellikle Jordan'a yakıştırmıyorum sanırım bunu. Sürekli kalbimi bir daha kimseye vermeyeceğim diye dolanan bir erkek, adamı istisnasız her görüşünde kızaran ve bir taraflarına bir şeyler olan bir kadın karakter yarısından sonra sıkmaya başladı. Ne hikmetse adamın tüm terslenmesine rağmen umut etmekten de vazgeçemiyor. Yani bana göre bolca çelişkili bir kadın karakter vardı. Bir yandan gururu kırılınca çekip gidiyor diğer yandan daha utancın etkisi geçmeden adamın dokunuşuna tav oluyor. Yok arkadaş benim bünyem bu kadarını kaldırmıyor. Sözünün eri insanları severim. Erkek yanında değilken atıp tutmak kolay yiyorsa yanındayken güçlü dur (:

Sonracığıma Seth'in kız kardeşine o kadar az yer verdi ki çok feci sinirlendim. Azıcık az oynaşma yazsaydı keşke de Gregory ile Julianne aşkını rahatlıkla okusaydık. Çok tatlı bir çiftti.

Bir de şu kapak. Allah aşkına çevirmende mi uyarmadı bu kız kızıl değil diye. Hoş kızıl olsa bile böyle bir kapağı hoş göstermezdi ya neyse en azından saç rengi uyuyor derdik. Zaten çeviri de bir süre kastı akmadı sonraları birazcık toparlanır gibi oldu. Teknik olarak biraz sorunlu bir kitaptı yani.

Yine de olumsuzluklarına rağmen kendini okutan bir kitaptı. Dil olarak sıkmıyor sadece konuyu biraz daha tempolu tutması gerekiyor. Fazla dar bir çerçevede ilerlemesi konuyu kısırlaştırıyor. Bunu da aşarsak favori yazarlarımdan biri olacak (:


Değerlendirmeme gelirsek:

3 -  Nötrüm, okusan da olur okumadan da...


* * *



Kalp dediğin açgözlü bir canavardı. Her zaman olması gerektiğinden daha fazlasını istiyordu.

* * *

Bir süre sonra Seth'in nefes alış verişleri yavaşladı ve tutuşu gevşedi. Uyuduğundan emin olarak fısıldadı: "İlk erkeğim sen olmalıydın." Kalbi hafif bir acıyla sızladı. Genç adamın göğsü elinin altında titreşti ve derin sesini duyduğunda Jane'in omurgasından yukarı heyecan verici bir ürperti yayıldı: "Son erkeğin ben olacağım."

* * *


Karanlık Çöktükten Sonra Herşey Olabilir...
Kendi ailesinin ona hizmetçi gibi davranmasından bıkan Leydi Jane Guthrie için sonunda bir çıkış yolu görünür… en azından bir geceliğine. Cüretkâr bir elbiseyle, adı skandallarla anılan bir kadının maskeli balosunda yaşayacağı birkaç saatlik özgürlüğü iple çeker. 

Fakat Seth Rutledge karşısına çıktığında her şey değişir.
Savaşın acılarıyla kalbi katılaşan Seth, kız kardeşinin iyiliği için evlenmesi gerektiğini bilse de tutkunun artık kalbinde yer almadığını düşünmektedir… ta ki o maskeli güzel kalbini çalana kadar. Seth tekrar bulmak için yanıp tutuştuğu bu güzelin, çocukluk arkadaşı Jane olduğundan ve beraber geçirdikleri o geceden sonra hayatlarının bir daha asla eskisi gibi olmayacağından habersizdir...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: